Kitap adı: Deha
Yazar: Marie Lu
Sayfa sayısı: 360
Yayın evi: Pegasus
Notum: 5
USTACA TASARLANMIŞ BİR DÜNYA, SİYASİ OYUNLAR VE BİR ENTRİKA AĞI…EFSANE’NİN NEFES KESİCİ DEVAM KİTABI***
June ile Day’in yaralı bir halde Cumhuriyet’ten firar etmelerinin üzerinden yedi gün geçmiştir. Bu sırada en akla gelmeyecek şey gerçekleşir: Seçmen Primo ölür ve yerini oğlu Anden alır. Cumhuriyet kaçınılmaz bir şekilde kaosa sürüklenirken ikili, Day’in erkek kardeşini kurtarmak ve onları Koloniler’e götürmek için yardım etmeye gönüllü bir grup Vatansever isyancıyla güçlerini birleştirir. Ancak Vatanseverlerin bir talebi vardır: June ve Day yeni Seçmen’e suikast düzenlemelidir.Bu eylem, uluslarına değişimi getirmek ve çok uzun süredir susturulan bir halka sesini geri kazandırmak için ellerindeki tek şanstır. Ancak June bu yeni Seçmen’in, babasına hiç benzemediğini fark ederek kararsızlığa düşer. Ya Anden yeni bir başlangıcın anahtarıysa ve Vatanseverler yanılıyorsa? Ya devrim yolu kayıp vermekten, intikam almaktan ve kan dökmekten geçmiyorsa?
Efsane uzun bir süre etkisinden çıkamayacağım harika bir seri. Bir daha böyle karakterlerle karşılaşır mıyım bilmiyorum. Deha 'yı okuduktan sonra karakterlere olan sempatim daha da arttı. Sevgili Marie bu kitabında karakterlere daha çok değinmiş.
Kitabımız Day ve June 'un Cumhuriyet'ten kaçmasının üzerinden 7 gün geçmesiyle başlıyor. Bir önceki kitap da anca kitabın yarısında karşılaşan karakterlerimiz artık birlikteler. Ve çok sevimliler.
Az önce de dediğim gibi yazar bu kitabında Kahramanlarımızın kişiliklerine bayağı önem vermiş. Ama en çok June'a. Zaten ilk kitap olan Efsane Day'i, bu kitap, yani Deha ha June'u anlatıyor. June kesinlikle saygı duyulması gerekilen bir karakter. Bir kere çok mantıklı. İlk kitabından da bunu anlamışsınızdır. Day'e karşı olan hislerinde bile kendine hakim olabiliyor. Yaptığı her şeyin, doğru yada yanlış, bir açıklaması oluyor. Üstelik çok dikkatli ve bu onun ne kadar iyi bir asker olduğunu da gösteriyor. ( İlk kitabın, Efsane'nin yorumunda June'u gayet iyi anlattığım için buraya yazacak bir şey bulamıyorum :) )
Dediğim gibi kitabımızda karakterlere değindiği gibi adrenalini de yüksekler de tutuyor. Efsane de öyle aman aman bir heyecan, koşuşturmaca yoktu. Tanışma hikayeleri ve olayların oturması için olsa gerek. Ancak bu kitap da ne yapacağıma, ne düşüneceğime, kime güveneceğime ben bile şaşırdım. Sevgili Day ve June ne yapsın!? Kitap da onu farklı kılan harika bir diğer özellik de iyi yada kötü bir tarafın olmaması. Marie karakterlere gayet mantıklı bir savunma hazırlamış. Kimin ağzından okursam ona hak veriyorum. Cidden kafam allak bullak oldu. Tarafsız kalmak en iyisi.
Ve kitap da en az June kadar Day'e de hayran kaldım. Uğruna savaştığı şeyleri bırakabilmesi gerçekten beni çok şaşırttı. June 'a olan güveni paha biçilemez. Çünkü verdiği kararlar hafife alınacak şeyler değil.
Evet kitap hakında bu kadar bilgi yeter.
Şimdi de sizi bir diğer konumuza, çerez niyetindeki mevzularımıza alalım. Keade en sevdiğim ikinci kız karakter. O alaycı ve 'söz konusu benim, lütfen' tavrı yok mu? Eğer Metias yaşıyor olsaydı çok güzel bir çift olurlardı. Zaten kitap Metias'tan ve Day'in babasından o kadar bahsetti ki bir an için gelecekler sandım. Day'in babası değil ama Metias'ın gelmesini çok isterdim. Sen ne tatlı bir ağabeysin öyle. June'da onun, ailesinden geriye kalan tek kişinin, kaybını üzücü bir şekilde hissediyor. Neyse, konumuz bu değil. Ben devam edeyim. Kitap da yeni tanıştığım ve hemen favorilerime eklediğim bir diğer karakter de Baxter. Kendisi Day'i hiç mi hiç sevmiyor, hatta kıskanıyor da olabilir. Ama en büyük umudum bu ikisinin yakın arkadaş olması. Biraz kavgalı ama heyecanlı bir dostluk. Bu karakterimizle de Tess'i birlikte görmek istiyorum. Tabi Tess'imizin gözü biricik Day'imiz de ama ona da hak veriyorum. Ben olsam ben de Day'i kendime isterdim. Ama Baxter'la da yakışırlar doğrusu.
Bir de şu Anden meselesi var ki o meseleden nefret etmeye başladım. Bizim June da gözü var yeni genç Seçmen'in. Aslında iyi çocuk ama Day tabi ki June'u daha çok hak ediyor. June da Day'i. Kitabın son sayfalarına doğru şu Anden meselesi iyice sinirimi bozdu ama bunu sadece okuyanlar bilir.
Yaşanan olayları kaba taslak anlatmış olduk. Ama bunlar çerez olaylardı. Asıl aksiyon için Deha'yı kesinlikle okuyun. İlk kitap sizi sıkmış olabilir. ( Beni sıkmadı ama...) Bu kitap da aksiyon hiç durmuyor. Karşınıza öyle seçenekler çıkıyor ki yukarı tükürsen bıyık aşağı tükürsen sakal. Üstelik o ilk kitap da adını bolca duyduğumuz Koloniler'i de bu kitap da tanıma fırsatı buluyoruz.
Son olarak kitabın film olacağı haberini yeni aldığım için sizlere şimdi haber verebiliyorum. Umarım hakkettiği önemi alır. Kitabın sonu derseniz, o konu hakkında konuşmak istemiyorum. Çünkü kankam Marie gerçekten çok acımasızca davrandı. Sadece şunu belirte bilirim. Kitap bittiğinde ki tepkim:
Kitaplıktan Sevgilerle...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder